enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhpbursahaberOrhangazihaberlerson dakikagüncelbüyükşehirsiyaset
DOLAR
32,5872
ALTIN
2.499,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
16°C
Bursa
16°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Çok Bulutlu
26°C
Salı Az Bulutlu
26°C

Çetin İnci ‘’KAYBEDECEK ZAMANIMIZ KALMADI’’

Çetin İnci ‘’KAYBEDECEK ZAMANIMIZ KALMADI’’
A+
A-

Milliyetçi Hareket Partisi Orhangazi ilçe başkanı Çetin İnci seviyesinin hızla düşmesi ile dikkatleri bir anda üzerine çeken İznik Gölündeki tablonun gün geçtikçe korkutan boyutlara doğru ilerlediğini ifade ederek, İznik gölü izin acil olarak koruma çalışmalarının başlatılması gerektiğini aksi takdirde , kaybedecek zamanın kalmadığını vurguladı. İnci ayrıca geçtiğimiz gün Döktaş fabrikasının ek bina yapacağı haberlerinin ardından , yetkililere ‘’1/25000 Ölçekli İznik Gölü Nazım İmar Planı’nın Kısa Mesafeli Koruma Alanı (700 m.) “A-Turizm, iskan ve sanayi yerleşmelerine izin verilemez.” hükmüne de aykırıdır’’ kuralını hatırlatarak , Döktaş’ın ek bina yapacağı alanın bu inşaata uygun olmadığını ve çalışmalarda vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

Mhp ilçe başkanı Çetin İnci konu ile ilgili yaptığı açıklamalarda ‘’

Ülkemizde son 60 yılda 70’e yakın göl kurudu. Kuruyan göller Marmara Denizi nin toplam yüz ölçümünden daha büyük ve neredeyse 37 İznik gölü büyüklüğündedir. Gidişat böyle devam ederse ve gerekli tedbirler alınmazsa maalesef ki yakın bir zamanda hepimizin çok severek yaşadığımız havzamızın da akıbeti aynı olacaktır.

‘’Geleceğimiz Tehdit Altında’’

Görünen odur ki eğer ekosisteme yapılan insan müdahaleleri  böyle devam ederse maalesef 2025 yıllarında artık göle hiç girilemeyecek ve daha sonraki yakın gelecekte ise göl suyumuz artık tarımsal sulamada bile kullanılamayacak hale gelecektir. Su kaynaklarının göle ulaşmaması , sanayiden oluşan kirlilik , yapılaşma baskısı , av baskısı ,yoğun sondaj kullanımları , tarımsal su alımları ve vahşi sulama , göl çevresi düzenlemeri (!) , temizliği (!), havza dışına yapılan su transferleri..  geleceğimizi ve hayatımızı tehdit eder hale gelmiştir. Geleceğimizi tehdit ediyor çünkü bizim gölümüz gibi doğal tatlı su göllerinin memleketimizin bekası adına da önemi vardır. Bu gibi göller kuraklık ,kıtlık, afet ,savaş, salgın gibi felaket durumlarında kullanılması üzerine planlar barındırmaktadır.

 ‘’Buharlaşma Mazeret ‘’

Konuyla ilgili insiyatif almak istemeyen güruhlar  göldeki su azalmasının asıl sebeplerinden birinin buharlaşma olduğunu ve bunun yanında havza dışına taşınan suyun çok bir anlam ifade etmediğini belirtmişlerdir.Biz buna kesinlikle katılmıyoruz. Su kütlesi insan eliyle azaltıldıkça mevsim normallerinde dahi gölün aldığı ısı enerjisi aynı olsa bile su sıcaklığı daha fazla artacağından ,buharlaşmadan dolayı yaşanan kayıpta artacaktır. Bunlar birbirlerini tetikleyen faktörlerdir.Ayrıca buharlaşma kaybını mazeret göstererek bu konuyla ilgili yapılacak bişey pek olamayacağını söyleyen arkadaşlarımıza bizlere daha ilkokulda öğretilen su döngüsü tablosunu gözlerinin önüne getirmelerini öneririz.

 ‘’Yapılaşmanın Önüne Geçilsin’’

Göl çevresindeki yapılaşma ve yol baskısı en aza indirilmelidir. Bu bağlamda kamu kurumlarının sorumlulukları büyüktür. Göl çevresinde bulunan tüm mahallelerin evsel atıkları arıtılmalı bir şekilde bu suyun geri kazanım yolları bulunmalı ve sürdürülebilirlik sağlanmalıdır. Evsel atıklarımızın , çöp sızıntılarının bile göle yük bindirdiği unutulmamalıdır. Bu bağlamda özellikle dış mahallelerde altyapı çalışmaları hızlandırılmalı ve gerekli artıma projelerine ivedilikle başlanmalıdır. Kaybedecek zaman yoktur.Yanmış yenmek yağlarının evlerden toplanması daha organize hale getirilmeli bu bağlamda insanların bilinçlenmesi sağlanmalıdır. Dünyadaki atık su kirliliğinin %25 i yanık atık bitkisel yağlar sebebi ile olmaktadır. Göl kenarı belediyelerimize bu bağlamda çok iş düşmektedir. Devletimizin bu konuda belediyelere teşvikleri ve yaptırımları olmalıdır.

‘’Dereler Kontrol Altına Alınmalı’’

İlçemiz göl kenarı güney yakasından Marmara denizine akan derelerin (Gürle deresi gibi) üzerinde çalışma yaparak bir şekilde göle akıtılması ve hatta maliyetten kaçılmayarak gerekirse suyun terfisinin sağlanması gerekmektedir. Güney yaka sulama hattına entegre edilecek bir sistem ile su dönüşümü sağlanması hususu tüm kamu kurumlarının gündemine getirilmeli ilgili her kurumdan destek istenmelidir.  Havza içerisinde hiçbir şekilde atık sahası bulundurulmamalıdır. Evsel katı atıklar maliyetlerine katlanarak da olsa havza dışında bir noktaya transfer edilmelidir. Maliyetlerin düşürülmesi adına yakın bir yerde katı atık sahası yapılmamalıdır. Bu bağlamda Orhangazinin katı atıklarının Gemlik tarafına transferini faydalı buluyoruz.

‘’Döktaş’ın Ek Binası Hukuka Aykırı’’

Orhangazimizin gelişmesi ve her alanda Türkiye de başı çeken ilçelerden biri olması yönündedir. Fakat kalkınma ,gelişme , istihdam ,yatırım kelimelerinin arkasına sığınarak yapılacak her türlü çevresel etkiye direnç göstermek hepimizin ortak görevidir .Zira Dilovası örneği hepimizin gözleri önündedir. Bu kapsamda ilçemiz basınından öğrendiğimiz kadarıyla “Döktaş’tan Ek Yatırım” başlıklı haberde, Döktaş Fabrikasının, mevcut tesise ek bina için yapı ruhsatı müracaatı ile ilgili doküman ve projeleri 03 Eylül 2021 tarihi itibariyle Orhangazi Belediyesi’ne teslim edilerek ruhsat alınması sürecinin başlatıldığı; şeklinde bir haber yayınlanmıştır

İznik Gölü 13.08.2018 tarih ve 142628 sayılı Bakan Olur’u ile Ulusal Öneme Sahip Sulak Alan olarak TESCİL edilmiştir. Sulak alanları koruma yönetmeliği hassas koruma bölgesi sınırından itibaren en az 2500 metre mesafeden geçen bölge olarak tanımlanmış ve Endüstri bölgesi ilan edilmesine, organize sanayi bölgesi ve serbest bölge sanayi alanı kurulmasına ve faaliyetlerin yapılmasına izin verilmez ” denmiştir. Böyle bir tesis Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi 25.02.2020 tarih ve 494 sayılı kararı ile onaylanmış; 1/25000 Ölçekli İznik Gölü Nazım İmar Planı’nın Kısa Mesafeli Koruma Alanı (700 m.) “A-Turizm, iskan ve sanayi yerleşmelerine izin verilemez.” hükmüne de aykırıdır. Döktaş tesisine ÇED olumlu veya ÇED gereksiz kararı verilmiş midir, verildiyse ÇED süreci ve dosyası hangi tarihlerde, nerelerde, ne zaman  askıya çıkarılmıştır ve akabinde ruhsat süreci nasıl başlatılmıştır bilemiyoruz.

İlçemiz ve ülkemiz için en kıymetli fabrikalardan biri olan ve ilçemizde geçimimizi sağlamamıza vesile olan , bizlere hayatımızı kazandıran bu kuruluşun bir taraftan da kaybettirmemek için sarf etmesi gereken gayreti ilçe sakinleri olarak görmek istiyoruz. Temennimiz odur ki ; söz konusu kuruluşumuz büyüyüp kapasite arttırma yatırımlarından da önce Orhangazimize ve havzamıza olan çevresel etkilerini sıfıra indirecek yatırımları yapmalıdır. Bunu yapmaya da her anlamda muktedir olduğuna inanıyoruz.

Bu gibi büyük kuruluşların özel endüstriyel bölge olma talepleri bu sebepler de göz önüne alınarak dikkatle değerlendirilmeli ,kuruluşlar üzerindeki kontrolü ve denetimi ne kadar etkileyeceği iyice istişare edilmelidir.Bu talebin Orhangazi menfaatlerine uygun olup olmadığına dikkatlice karar verilmelidir. Firmaları Orhangazi toprağını, havasını ,suyunu kullanmak konusunda ne kadar isteklilerse  dışarıdan getirdikleri işçiler , taşere ettiği işler , satın almalar konusunda da  Orhangazi yi tercih etmelidirler.

İlçemiz sakinlerinin sanayiciye ve kuruluşlarına minneti olduğu gibi aynı miktarda alacakları da vardır. İyi bir çevre ; yeni nesil insan hakları kapsamında değerlendirilmiştir. Bu bir nevi insanımızın yaşam hakkıdır ve hepimizin temiz bir çevreyi talep etme hakkımız vardır. İnsanımızın temel yaşam haklarından biri olan çevre hakkının muhafazası  öncelikli sorumluluklarımızdandır.

Bu vesile ile Milliyetçi Hareket Partisi olarak her kuruma ve kuruluşa eşit uzaklıkta sadece milletimizin menfaatlerinin yanında olduğumuzu ; söz konusu özellikle göl kenarına yakın pozisyonda bulunan bütün sanayi kuruluşlarının, kamu kuruluşlarının havzamız içerisinde yapacağı her türlü pozitif çevresel yatırımlarını destekleyip alkışlamakla birlikte , buna mukabil etrafta kirliliğe sebep olacak, ( cüruf atık tesisi , atık bölgesi , kaçak yapılaşma, atık deşarjı  ) ya da zararından şüphelendiğimiz her türlü faaliyetin kesin şekilde karşısında olacağımızı ve konunun takipçisi olduğumuzu beyan ederiz. Dedi.

 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.